Darbe girişiminin nasıl önlendiği hatırdan çıkartılmamalıdır. Sırat köprüsü ancak el ele verilerek geçilir. Doların ateşi, AB’nin kararı vb. bu millet için teferruattır. Önemli olan iç barışımızdır.Dışa karşı dik durabilmemiz için… Bu ülkenin birliğinden, dirliğinden önce bir derdimiz yoktur, olmamalıdır. Ya birlikte var olacağız ya da…
2016 yılı bu ortak düşünceler çerçevesinde geride kaldı. Bugün Türkiye apayrı bir süreçte. İçerde yeni anayasa tartışmaları, dışarıda terör örgütlerine karşı Fırat Kalkanı ile mücadele vermekteyiz.
Siyaset bizim dışımızda cereyan etse de ülkemizin ekonomisini direkt etkilediği için, birlikteliğimizi kaybetmeden bu yolda ortak yürüme düşüncemize sıkı sıkıya sarılarak zorlu süreçten el birliğiyle sıyrılmalıyız.2016 yılını değerlendirelim derken,son dönemde yaşananlar bir yıla tekabül etmesine ilaveten geçmişi şöyle bir özetlediğimizde; küresel piyasalardaki çok sayıdaki çalkantıya ek yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi,sanayi üretimi,yatırım hacmi,döviz kuru ve faiz gibi temel iktisadi göstergelere olumsuz yansıdı.
İstihdam alanında da göstergeler iç açıcı olmamakla birlikte son dönemde iki haneli işsizlik verileri can sıkıyor.
Türkiye’deki işsizlik oranları ve döviz kurlarındaki dalgalanmanın tüketim ve yatırım harcamaları üzerine etkileri henüz tam yansımamıştır. Ekonomide büyüme göstergelerinde gözle görülür daralma dikkat çekmektedir.
İşin özeti ülkemizin olağanüstü hal durumunda olduğu veriler ile sabittir.
Buna bağlı olarak özel tüketimin durgun seyretmesi, kamu harcamalarının hız kesmesi ve özel yatırımların gerilemesi ekonomideki belirsizliğin temel işaretleri olarak önümüzde durmaktadır.
Bugün ki olumsuzluğun önüne geçmek, sanal teşvik uygulamaları veya faizleri düşürmek ile mümkün gözükmemektedir.
İç ve dış güven endeksinin yükseltilmesi öncelik olmak kaydıyla, bu daralmayı durdurmak adına reel sektör ve vatandaş üzerindeki vergi oranlarının düşürülmesi, sektöre istihdam ve kapasite teşviki düzenlemesi gibi adımlara ihtiyaç vardır.
Reel sektöre dönük bu mini öneri paketine ilaveten kamuda tasarrufların artırılması, mali disiplinin korunması ve bütçe açığının makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.Zira popülist yatırımlar bütçe açığını tetikleyeceği gibi, domino etkisiyle faizleri yukarı yönlü hareket ettirebileceği bir gerçektir.
İç tedbirlere ilaveten dış politikadaki süreç yeniden gözden geçirilmek kaydıyla yapısal kararlar verilmeli, ülkemizin dış dünya ile entegrasyonunda istikrar tekrar oluşturulmalıdır.
Yukarıda ifade ettiğimiz başlıklar bir anda kağıt ve kalem denklemi gibi uygulamaya dönüşmesi mümkün olmadığı gibi yapısal kararlarda sürece artı katma değer sağlayacaktır.
Giresun ölçeğinde ise fındık ve istihdam yoğun sektörlerde dip dalgalanmalar, il ekonomimizi etkilediği ancak ciddi oranda sarsmadığı görülmektedir.2016 yılında fındıkta fiyat belirsizliği, yatırımlardaki süreç ve istihdam yoğun hizmet sektörlerine devlet teşviki bugünkü il ekonomisinin ana şablonunu oluşturmuştur.
Turizm odaklı atılan adımlar, bugün Giresun adına filizlenen tohumlar halindedir.2017 yılı bu veriler ışığında şekillenmekte,beklenti fındıkta kalıcı politikanın belirlenmesi ile turizm alanında yurtiçi ve dışı entegreli turların organize edilmesidir.Bir diğer beklenti, Bulancak Organize Sanayi Bölgesi’ne ilaveten ilimizin doğu yakasına dönük ihtisas OSB’sinin kurulma kararının verilmesi olacaktır.